Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle:
* Dijital ekonomik sistem tarihin belki de hiçbir döneminde olmadığı kadar ulusal sınırları belirsiz hale getiriyor.
* Ekonomik güç birkaç ülkede yoğunlaşırken, tüketicilerimizin refahını korumak konusunda gelişmekte olan ülkeler arasındaki işbirliğinin ayrıca önemli olduğunu tarihi bir sorumluluk gereği not etmek istiyorum.
* Devam eden incelemelerimizle birlikte bu alanda dünyadaki en etkin rekabet otoritelerinden biri olma iddiasındayız.
* OECD standartlarına göre yaptığımız hesaplamalar 2017-2018 yıllarındaki faaliyetlerimizin tüketici refahına tahmini katkısının 3,28 milyar TL olduğunu gösteriyor.
* İstanbul Rekabet Forumu’nun bölgesel işbirliklerinin uluslararası kuruluşların çabalarına önemli katkı sağlayacağını ve yüklerini hafifleteceğini ümit ediyoruz.
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı Rekabet ve Tüketici Politikaları Bölümü Başkanı Teresa Moreira:
* Forumun marka haline geleceğine inanıyorum
* UNCTAD olarak gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisine ve politikalarına daha iyi bir şekilde entegre olabilmeleri için çaba gösteriyoruz
Rekabet Kurumu ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) tarafından “Dijitalleşme ve Uluslararası İşbirliği” temasıyla gerçekleştirilen İstanbul Rekabet Forumu (ICF) yoğun katılımla gerçekleştirildi.
Birleşmiş Milletler, OECD ve uluslararası rekabet otoriteleri ile Türkiye’den seçkin konukları bir araya getiren İstanbul Rekabet Forumu’nun açılış konuşmalarını Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı Rekabet ve Tüketici Politikaları Bölümü Başkanı Teresa Moreira yaptı.
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle, İstanbul Rekabet Forumu’nun (ICF), rekabet alanında uluslararası iş birliği ve anlayış birlikteliği ihtiyacına istinaden iş birliğini güçlendirmek ve ortak bir platform oluşturmak hedefiyle hayata geçirildiğini söyledi.
Rekabet hukuku alanında uluslararası iş birliğinin önemine vurgu yapan Küle, “Yeni sistemin yol açtığı ekonomik güç birkaç ülkede yoğunlaşırken, tüketicilerimizin refahını korumak konusunda gelişmekte olan ülkeler arasındaki iş birliğinin de ayrıca önemli olduğunu tarihi bir sorumluluk gereği not etmek istiyorum.” dedi.
Sanayi Devrimi’nden bu yana eşi görülmemiş bir dönüşümün; ekonomileri, üretim yöntemlerini, tüketim eğilimlerini ve dolayısıyla herkesi esaslı biçimde değiştirdiğini ifade eden Küle, şunları kaydetti:
“Artık internette geçirilen zaman gündelik hayatımızın bir parçası haline geldi. OECD ülkelerinde gençler günde ortalama dört saatten fazla süreyi internette geçiriyorlar. Bunun doğal bir yansıması olarak ekonomik faaliyetler de dijital zemine kayıyor. Dünyanın her yerindeki bireylerin en küçüğünden en yaşlısına dijital ayak izi bıraktığı, veri algoritmaları ve yapay zekâyla şekillenen ekonomilerde yaşıyoruz.
Bundan yirmi yıl önce tahayyül bile edemediğimiz yeni iş modelleri, yeni ürün, yeni hizmetler ve yeni piyasalarla karşı karşıyayız. 2010’da yaklaşık 800 milyon mobil internet aboneliği varken bu sayı yedi yılda beşe katlanarak 4,2 milyara ulaşmış ve dünya nüfusunun yüzde 56’sını kapsar hale gelmiştir. Bilginin, hele de işlenebilir halde bulunan yüksek hacimli dijital verinin değeri her geçen gün artıyor. Bu sistem, ilk giren avantajı ve ağ etkileri gibi nedenlerle ekonomik gücün belirli firmaların elinde toplanmasına yol açıyor.”
Birol Küle, UNCTAD’ın 2019 Dijital Ekonomi Raporu’nda, dünyada dijital ekonomiye yedi büyük markanın hakim olduğuna ve dijital harcamaların yaklaşık yüzde 50’sinin sadece iki ülkeye gittiğini de belirterek yeni ekonomik sistemin aynı zamanda tarihin belki de hiçbir döneminde olmadığı kadar ulusal sınırları belirsiz hale getirdiğine dikkati çekti.
Yüksek hacimli işlenebilir verinin öneminin bu denli arttığı günümüzde alışveriş yapılan internet sitelerinden sosyal medyaya kadar her alanda bırakılan ayak izlerinin artık çok ciddi bir değer haline geldiğinin altını çizen Küle, veriyi herkesin ürettiğini ancak veri sahipliğinin ve veriyi işleme gücünün daha kısıtlı sayıdaki “ilk giren” avantajına sahip küresel şirketlere ait olduğunu anlattı.
Küle, bu şirketlerin sahip oldukları gücün sadece ekonomik hayata değil, siyasal hayata bile tesir edebilecek mahiyette bulunduğunu belirterek, “Dolayısıyla bu güç kümelenmesinin merkezinde yer almayan gelişmekte olan ülkelerin, bir yandan dijitalleşmenin sağladığı nimetlerden faydalanırken bir yandan da hem tüketicilerini hem de ekonomilerinin rekabetçi yapısını korumak için birlikte daha çok çalışmaları gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Rekabet Kurumu olarak bu alanda devam eden incelemelerle birlikte dünyadaki en etkin rekabet otoritelerinden biri olma iddiasında olduklarını da vurgulayan Kurum Başkanı Küle, OECD standartlarına göre yaptığımız hesaplamalar, 2017 ve 2018 yıllarındaki faaliyetimizin tüketici refahına tahmini katkısının 3,28 milyar Türk lirası olduğunu gösteriyor. Vergi mükelleflerinin faaliyetimiz için harcadığı her 1 liraya karşılık tüketicilere 51 liralık katkı sağlıyoruz.” dedi.
Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle’nin ardından kürsüye gelen Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı Rekabet ve Tüketici Politikaları Bölümü Başkanı Teresa Moreira ise konuşmasında gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisine ve politikalarına daha iyi bir şekilde entegre olabilmeleri için yardımcı olduklarını belirterek, bu konuda belirli prensip ve ilkeleri oluşturduklarını anlattı.
Forumun marka haline geleceğine inandığına işaret eden, Moreira, uluslararası iş birliğini, gelişmekte olan ülkelerin faydasına olacak şekilde devam ettirdiklerine işaret ederek “UNCTAD’ın Dijital Ekonomi Raporu, gelişmekte olan ülkelere globalizasyon ve dijitalizasyon anlamında yardımcı olmaktadır.” diye konuştu.
Açılış konuşmalarından ardından panellere geçildi. Üç ayrı oturumda gerçekleştirilen panellerde, “Dijitalleşme, Rekabet Hukuku ve Politikası”, “Rekabet Hukuku Uygulamalarında Uluslararası Yardımlaşma” ve “ Kartellere Karşı Etkin Uygulamalar” konulu değerlendirmeler yapıldı.
İstanbul Rekabet Forumu Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle’nin kapanış konuşmasıyla sona erdi. Konuşmasında Foruma gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren Küle, forumun düzenlenmesinde katkı sağlayan Kurum ve Kuruluşlara ( UNCTAD, OECD, TİKA) ve katılımcılara teşekkür etti.