Perşembe , 31 Ekim 2024
Anasayfa / Rekabet Kurumu / 5 yılda 1,25 milyar liralık rekabet cezası

5 yılda 1,25 milyar liralık rekabet cezası

Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak:
“Rekabet Kurumunca son 5 yılda 1,25 milyar liralık idari para cezası verildi”
“OECD varsayımlarına göre tüketici refahına sağladığımız katkı yıllık ortalama 3,28 milyar lira oldu. Bu rakam, bütçe giderlerimizin yaklaşık 51 katı düzeyinde”
“Yaş meyve sebzenin perakende satışıyla ilgili soruşturma sürecimiz devam ediyor. Zamanı geldiğinde ilgili paydaşlarla ve kamuoyuyla paylaşacağız”

Rekabet Kurumu Başkanı Ömer Torlak, son 5 yılda 1,25 milyar liralık idari para cezası verdiklerini belirterek, “OECD varsayımlarına göre tüketici refahına sağladığımız katkı yıllık ortalama 3,28 milyar lira oldu. Bu rakam, bütçe giderlerimizin yaklaşık 51 katı düzeyinde.” dedi.

Torlak, düzenlediği “Kurum faaliyetlerinin tüketici refahına etkileri” konulu basın toplantısında, kurumun 21 yıldır ülke ekonomisinde rekabetin sağlanması ve korunması amacıyla görevini sürdürdüğünü ifade etti.

Kurumun aldığı kararlar sonucunda önemli ölçüde tüketici faydası sağlandığına işaret eden Torlak, 2017-2018 yıllarını kapsayan 2 yıllık faaliyetlerinin tahmini etkilerini ortaya koymaya yönelik çalışma yaptıklarını anlattı.

Bu kapsamda, 2 yılda 18 kararda muhafazakar senaryoyla tüketicilere sağlanan faydanın Aralık 2018 fiyatlarıyla 810,4 milyon lira, yıllık ortalama 405 milyon lira olduğunu aktaran Torlak, “OECD varsayımlarına dayanılarak yapılan tahminlerde ise tüketici refahına katkımız yıllık ortalama 3,28 milyar lira, toplamda 6,55 milyar lira seviyesinde oldu. Bu rakam, 2014-2016 döneminde de yıllık ortalama 3,3 milyar liraydı.” değerlendirmesinde bulundu.

Torlak, muhafazakar senaryoya göre hesaplanan yıllık ortalama tahmini faydanın kurumun ilgili dönemdeki yıllık ortalama bütçe giderinin 6,28 katı büyüklüğünde olduğunu belirterek, “OECD metodolojisine göre hesaplanan yıllık ortalama tüketici refahına katkı dikkate alındığında, bütçe giderlerimizin yaklaşık 51 katı düzeyinde.” diye konuştu.

Sektörler bazında 2017’de alkollü içecekler, perakende sektörü ve kurumsal krediler bağlamında bankacılık sektörünün öne çıktığını aktaran Torlak, 2018’de ise enerji, elektrik dağıtım ve perakende sektörünün ön planda olduğunu kaydetti.

Torlak, 2014-2018 dönemine ilişkin, “Rekabet Kurumunca son 5 yılda 1,25 milyar liralık idari para cezası verildi. Bilgi teknolojileri, enerji, finans, petrol ve petrokimya, tütün ve alkollü içecekler ile inşaat sektörleri ilk sıralarda yer aldı.” ifadelerini kullandı.

“Belge bulmaya davul zurna ile gidemeyiz”

Sunumunun ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Torlak, gıda fiyatlarındaki fahiş artışlar konusunda Rekabet Kurumu’nun yaptığı çalışmalara yönelik soru üzerine, “Bu konuda başlatılmış süreçler var. Dövizdeki aşırı oynaklıkların ortaya çıktığı tarihten itibaren yaptığımız gibi kamuoyuna yansıyan konulardaki çalışmalarımızla, aynı zamanda bakanlıklar ve ilgili kurumların bilgilendirmesiyle başlattığımız süreçler var. Bazıları sonuçlandı, bazıları ise sürüyor.” karşılığını verdi.

Rekabet Kurumunca yapılan yerinde incelemelerinin ağırlıklı olarak bilgi ve belge bulmaya yönelik olduğunu vurgulayan Torlak, şunları kaydetti:

“Bu tür süreçleri önceden duyurmuyoruz. Aksi halde ipuçları bulmaya davul zurna ile gitmek gibi bir durum söz konusu oluyor. Kamuoyu gündemindeki pek çok konuyla ilgili süreçlerimiz sürüyor, mevzuat gereği belirli bir aşamaya gelmeden açıklama yapamıyoruz. Yaş meyve sebzenin perakende satışıyla ilgili soruşturma sürecimiz de devam ediyor. Zamanı geldiğinde ilgili paydaşlarla ve kamuoyuyla paylaşacağız.”

Torlak, fahiş fiyatların inceleme konusu yapılabilmesi için hakim durum tespiti yapmak gerektiğini belirterek, perakende satış noktaları için açılmış soruşturmalar bulunduğunu söyledi.

Rekabetin açık şekilde işlemesi için çalıştıklarını dile getiren Torlak, “Rekabet ihlali yapıldığı durumlarda ortaya çıkan idari para cezası uygulamalarıyla tüketici refahına katkı oluşturuyoruz. Tüketiciler daha makul fiyatlarla ürüne erişebilsinler, ama aynı zamanda da piyasalarımız daha rekabetçi şekilde oluşsun istiyoruz. Tüm hassasiyetimiz buna uygun bir zemin oluşturabilmek. Piyasalar bizim piyasalarımız, tüketiciler biziz, işletmeler bizim işletmelerimiz.” ifadelerini kullandı.

“Sinema sektöründe pazar payı tanımı değişebilir”

Sinema filmlerinin gösteriminden kısa bir süre sonra Netflix gibi platformlarda yayınlanmasını, rekabet hukuku açısından değerlendiren Torlak, şunları söyledi:

“Sözleşmelere aykırı durum yoksa, bu durum bir problem teşkil etmez diye düşünüyorum. Olay, ‘haksız rekabet ve salon işletmecilerinin zor durumda kalması bağlamında sorunlar ortaya çıkarabilir mi?’ bilmiyorum. Uzun süre ekran karşısında kalmayacak bir jenerasyonla karşı karşıyayız. Dolayısıyla sinema salon işletmeciliği farklı bir noktaya gidebilir. Filmlerin eş zamanlı veya kısa süre içerisinde Netflix gibi bir platform üzerinden gösterimi yaygınlaşabilir. Mevcut durum itibarıyla Rekabet Kurumu’nu ilgilendiren bir boyutu yok. İlgili pazarda, pazar payı tanımının değişmesi, yeniden şekillendirilmesi gerekebilir.”

“Ticaret ahlakına aykırı olmadığı sürece sorun yok”

Torlak, tanzim satış noktalarına ilişkin soruyu yanıtlarken de “Bu durum olağandışı bir durumun ortadan kaldırılmasına yönelik bir kamu tercihidir. Fiyatlar normale döndüğünde piyasa şartlarında süreç devam edecektir. Bunu, kamunun alt gelir gruplarının bütçelerini rahatlatmaya yönelik bir katkı olarak düşünmek gerekir.” ifadelerini kullandı.

Ürün gramajlarının düşürülmesinin rekabet hukukundaki yerine ilişkin soru üzerine ise Torlak, “maliyetlerin artması nedeniyle gramajların düşürülerek fiyatın aynı kalmasının, ticaret ahlakına aykırı bir durum oluşturmadığı sürece sorun teşkil etmeyeceğini” söyledi.

Başkan Torlak, girdi maliyetleri değişmediği halde, gramajların düşürülüp fiyatların sabit kalması gibi durumlara karşı Ticaret Bakanlığının çalışmaları olduğunu sözlerine ekledi.

AA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir