Cumartesi , 23 Kasım 2024
Anasayfa / Rekabet.Net / Makinelerin kalbine teknoloji ihracatı

Makinelerin kalbine teknoloji ihracatı

Yerlilik oranının yüzde 15’lerde kaldığı takım tezgahları sektörü, son dönemde geliştirilen yerli ve milli ürünlerle bu alandaki lider ülkelere makine ihracatına hazırlanıyor.

Yüksek teknoloji gerektiren otomotiv, savunma ve havacılık için kritik önemdeki takım tezgahları sektörü, son dönemde geliştirilen yerli ve milli ürünleri yurt dışı pazarlara taşımaya hazırlanıyor.

Tezmaksan Makine Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “makineleri yapan makineler” olarak tanımlanan takım tezgahları sektörünün üretimin başlangıç noktası olduğunu söyledi.

Bu sektördeki performansın ülke ekonomisinin de gücünü ortaya koyduğunu vurgulayan Aydoğdu, şöyle konuştu:

“Bugün takım tezgahları sektöründe yerli makine kullanım oranının yüzde 15 olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu kendi makinesini, kendi teknolojisini üretmede hala ciddi sorun ve sıkıntı yaşayan bir ülke durumunda bulunduğumuzu gösteriyor. Bugün dünyanın en güçlü ekonomilerine baktığımızda, bu gücün ardında yatan gerçeğin kendi makinesini, kendi teknolojisini üretmesinin yattığını görüyoruz. İthal eden bir ülke olmaktan çıkıp, daha çok üretim ve ihracat yapan bir ülkeye hızla geçiş yapmamız gerekiyor.”

Yapılan her takım tezgahı yatırımının yeni bir istihdam, daha çok üretim ve ihracat anlamına geldiğini dile getiren Aydoğdu, “Türkiye sanayisi olarak hem rekabet gücümüzü artırmak hem de pazardaki yerimizi kaybetmemek için çalışma şekillerimizi de değiştirmek zorundayız.” dedi.

Aydoğdu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının “uçtan uca yerlileşme” olarak da bilinen “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı”nı yürürlüğe koymasının çok önemli bir gelişme olduğunu ifade etti.

Tezmaksan Makine olarak 38 yıldır takım tezgahları sektöründe “Türkiye” patentli ürünlerle ekonomiye değer katmaya, Türkiye’nin rekabetçi gücünü artırmaya çalıştıklarını belirten Aydoğdu, uzun çalışmalar sonrası yakın zamanda iki önemli yerli ve milli projeyi hayata geçirdiklerini bildirdi.

“Verim artıyor, duruş ve hatalar azalıyor”

Özellikle Endüstri 4.0 kapsamında “Karanlık Fabrikaların” konuşulduğu bir dönemde Tezmaksan’ın ürettiği Cubebox ile fabrikaların 24 saat operatörsüz çalışmasının sağlandığını anlatan Aydoğdu, yerli bir otomasyon sistemi olan bu yeni nesil anlayışın, kullanıcısına özellikle gece vardiyalarında yüzde 50 verimlilik sağladığını, aynı zamanda duruş ve hata oranını minimuma indirdiğini dile getirdi.

Aydoğdu, ayrıca Türkiye sanayisini Endüstri 4.0 rekabetine hazırlamak için “Kapasitematik” adlı üretim takip yazılımını geliştirdiklerini dile getirdi. Aydoğdu, “Bu program sayesinde fabrikalarınızla konuşur hale geliyorsunuz. Sistemle makinenin tüm davranışları anlık takip ediliyor ve olası sorunlar önceden tespit edilip önlem alınabiliyor. Makineleri, vardiyaları, operatörleri kıyaslayabiliyor ve tedbir alabiliyorsunuz. Ortalama yüzde 20 verim kazandırmanın ötesinde fabrikanızı 7/24 izleyebilme şansı yakalıyorsunuz.” ifadelerini kullandı.

“2020 ihracat yılı olacak”

Geliştirdikleri tamamen yerli ve milli bu 2 yeni ürünün ihracatına yakın zamanda başlayacaklarını bildiren Aydoğdu, şöyle devam etti:

“Kapasitematik yazılımımız 2020’de ABD ve Avrupa pazarında olacak. Yerli yazılımımızı ihraç etmeye başlayacağız. 2023’ten sonra yıllık 1 milyon avro yazılım ihracatı hedefliyoruz. Otomasyon sistemimiz Cubebox ile eylül ayında Almanya’da düzenlenecek EMO fuarına katılacağız. Başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa’da ürünlerimizi pazarlayacak bayi altyapısını oluşturacağız ve 2020 itibarıyla ihracatına başlayacağız. 2025’te Avrupa’ya yıllık 5 milyon avro değerinde sistem ihraç etmeyi hedefliyoruz.”

“Yerli makine üretimi artmalı”

Hakan Aydoğdu, yerli makine kullanımının artırılması gerektiğine işaret ederek, konuyu şöyle değerlendirdi:

“Yerli makine kullanımını artırmak için her şeyden önce yerli makine üretiminin artırılması gerekiyor. Bugün ne yazık ki ciddi anlamda kalifiye elaman sıkıntısı yaşıyoruz. Genç nüfusumuz var, otomotiv, sanayi ve medikal alanlarında da hafife alınmayacak bir deneyimimiz var; ancak eğitimde yaşanan sıkıntılardan ötürü daha ileri gidemiyoruz. Dolayısıyla burada başlangıç noktası eğitim. Sık sık dile getirdiğim bir konu var, Türkiye sanayisi olarak hem rekabet gücümüzü artırmak hem de pazardaki yerimizi kaybetmemek için çalışma şekillerimizi değiştirmek zorundayız. Çeşitli ülkeler için yapılmış Endüstri 4.0’a hazır olma endeksine bakıldığında Türkiye tereddüt edenler arasında. Türk sanayisinin dijital olgunluk seviyesi Endüstri 2.0-3.0 düzeyinde görünüyor. Bu treni yakalamamız gerekiyor. Bu da ancak eğitimle mümkün olacak. Mesleki, teknik liselerdeki, üniversitelerdeki eğitimimizi buna göre kurgulamamız şart.”

Aynı şekilde, Ar-Ge çalışmalarına ve dijitalleşmeye de ağırlık verilmesinin önemine işaret eden Aydoğdu, devlet, üniversite ve özel sektör iş birliğinin geliştirilmesi ve desteklenmesinin son derece değerli olduğunu söyledi.

Nitelikli eleman için “akademi”

Tezmaksan olarak yerli ve millileşmenin yolunun eğitimden geçtiğini, aynı şekilde üniversite, sanayi, devlet iş birliğinin önemini bildiklerini vurgulayan Aydoğdu, bu kapsamda bir sosyal sorumluluk projesi olarak Tezmaksan Akademi’yi hayata geçirdiklerini anlattı.

Aydoğdu, şunları kaydetti:

“Bugüne kadar Tezmaksan Akademi olarak, 62 ildeki teknik ve mesleki liseler ile lisans programı öğrencilerine eğitimler verdik. Okullarda yeterli makine teçhizatın olmaması, olanların da verimli kullanılmaması, eğitmenlerin eğitimlerinin sektör beklentilerinin altında kalması gibi sebepler dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığının belirlenen ilgili bölüm öğretmenlerine de meslek içi eğitimler düzenledik. Sanayi sektöründe yer alan firmalara CNC eğitimleri ve operatörlük eğitimleri sunuyoruz. Aynı zamanda ücretsiz online eğitim platformu da kurduk ve hali hazırda burada 5 bin 106 kayıtlı öğrencimiz bulunuyor. 168 kurumsal üyemiz söz konusu online eğitim platformumuzdan faydalanıyor. Biz, gençlerin mesleki eğitime yönelmesinin Türkiye’nin sanayileşmesinin önündeki en büyük engeli de ortadan kaldıracağına inanıyoruz ve bu inançla çalışıyoruz.”

“Hedef rekabetçi makine”

Hakan Aydoğdu, bugün pek çok markanın daha ucuz olduğu için aynı işi yaptığı halde yerli makine yerine ithal makineyi tercih ettiğini söyledi.

Bu alanda daha çok yatırım yapıp yerli makine sayısının artırılmasıyla bu durumun ortadan kaldırılabileceğini ifade eden Aydoğdu, “Bunun yanı sıra takım tezgahları başta olmak üzere diğer makine üretimlerinde kullanılan kontrol üniteleri, servo motor ve sürücüleri, vidalı mil ve hassas rulmanların Türkiye’de üretilebiliyor olması gerekli. Bunlar yapılmadan rekabetçi makine üretebilmekten, dolayısıyla uluslararası alanda güçlü olmaktan bahsedemeyiz.” dedi.

Muhabir: Göksel Yıldırım

AA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir